Substack Nedir? Neden Kullanılmalı? (Substack Hesabı Nasıl Büyütülür? 0. Bölüm)
Substack hakkında başlangıç bilgileri.
Zincirleme düşünceler, nedenler, çünküler, Substack’in geçmişi ve daha fazlası bu yazıda.
Substack Nedir?
Substack temelde bir ebülten aracıdır. Yani newsletter. Fakat diğer newsletter toollarına (ebülten araçları) göre ek özellikleri vardır.
Bu özelliklerin başında blog sistemi gelir. Her paylaşımı aynı zamanda blog olarak gösterir. Bu da arama motorlarında öne çıkmayı kolaylaştırır ki bu zaten hali hazırda bir sektör. Bu durum sektörde yeni bir hareket doğurur.
Patreon gibi takipçilerin içerik üreticilerine maddi destek olabilecekleri ödeme altyapısını bu sisteme eklerler. Bu da sadece blogtan para kazanma yani Medium alternatifi olmaktan çıkartır.
Substack = Patreon + Medium + Ebülten + Twitter karışımıdır.
Evet bir de Twitter var. X demiyorum daha çok Twitter. :)
Çünkü X biraz daha samimiyeti kaybettirdi fakat Twitter’da samimiyet vardı. Substack ise zaten bu samimiyeti körüklüyor. Sadık kitle elde etmeni sağlıyor. Buna ekstra gireceğiz.
Substack sadece basit bir ebülten aracının ötesinde bir gelir akışı sistemidir. Ayrıca sosyal medya özelliklerine sahiptir. Bu da beğenme, yorum yapma, video paylaşma, mesaj gönderme, canlı yayın hatta reels benzeri feed/akışı vardır.
Substack’i sadece bir araç ile sınırlamak biraz aptallık olur.
Neden Substack Kullanılmalı?
Cevabı oldukça basittir. Substack, sadık kitle oluşturmak için önemli bir platformdur.
Düşünün her ay belli bir ciroya ulaşmak için satış yapmanız gerekebilir fakat 1000 kişilik sadık kitleniz olduğunda ki onlar da size her ay 10$ verseler bu size ayda 10 bin dolar kazandırır ki bu da Türkiye şartlarında 400 bin TL demektir.
Bir şirket için gayet iyidir. Fakat şirketin ötesinde bir içerik üreticisi için muazzam ötesidir.
Dolayısıyla bu samimiyeti diğer platformlardan bulmak zor olduğu için Substack bunu iyi karşılar.
Diğer platformlarda zordur çünkü keşfet algoritması vardır. Bu da işleri zorlaştırır. Hatta daha fenası sizin 4000 takipçiniz olsa bile yaptığınız paylaşımlar anca %1 belki %2’sine bildirim olarak gider. Bu kötüdür hatta berbattır!
Şahsen benim Instagram hesabımda 5000 takipçi vardır ama bir story paylaştığımda 60-70 kişi görüyor. Bu sorundur. Hele ki içerik üreten ve yaratıcı işlerle uğraşan birileri için oldukça büyük sorun.
Diğer platformlar gelirlerini arttırmak için reklama muhtaç duyarlar. Reklam içinde üreticilerin ve şirketlerin reklamlarını daha çok görünür kılmak isterler. Bu da mantıken görünürlüğü azaltma ile sonuçlanır.
Yani Instagram gibi platformlar bilerek size az görünürlük sağlar. Takipçilerinizle bağınızı bile isteye keserler çünkü sizi reklam yapmaya ve ödeme yapmaya zorlarlar. Çünkü en temel gelirleri reklamdır.
Öte yandan Substack’in geliri reklam değildir. Substack abonelikten komisyon alır. Bu da daha çok abonelik olabilmesi için üreticileri tüketiciler yani takipçilerini boostlamak için kullanır.
Bu da mantıken sadık kitle oluşturmak isteyenlere kapı aralar.
Buranın ayrıca bir ebülten olduğunu söyledim. Yani siz Instagram, X, TikTok gibi platformlarda paylaşım yapınca sadece kısmı kişilere bildirim gittiğini öğrendiniz. Ama Substack’te tüm epostalara bildirim gittiği için bu da daha büyük kitleye ve daha frekansı yüksek etkileşime (ki biz buna sadık kitle diyoruz) ulaşır.
X’in sahibi Elon Musk’ın kararlarından bıkan kitle de yeni arayışlara geçerken ve Substack gibi platformların linklerini bile isteye görünürlüğü azaltma gibi şeylerden dolayı. Substack buna sinirlenerek “Notes” özelliğini duyurmuştu.
Bu bir rekabet başlattı ki insanlar bunu sever. Bu yüzden akın akın Substack’e insan yağmaya başladı. Elon Musk biraz ne denir ona… Belki güç zehirlenmesi yaşarken Substack bunu lehine kullandı ve üreten kitleyi kendine doğru çekti.
Onu takip eden kişiler de geldiler. Bu da neden olan o entellektüel kişilerin artışına sebep oldu. Çünkü platform değiştirme cesareti sadece radikal insanlarda görülür. Radikal insanlar daha doğrusu kendisine saygısı olan gibi özfarkındalığı yüksek gibi konulara sahip olan insanların da kitlesi haliyle onlar gibi oluyor.
Platformda arama yaparken göreceksiniz ki, sakin bir kitle burada yer alıyor. Aklı başında olan insanların olduğu bir yer. Huzurlu. :)
Şahsen ben aptalca bir konuda ağız dolusu küfürlü şeyleri görmedim. Belki sırf Substack bu elit kitleyi korumak için küfürleri filtreliyor olabilir ya da X ve diğer platformların yaptığı gibi kitleyi bozanların etkileşimini kısıtlıyor olabilir.
Ben bir sosyal ağ kursaydım kesinlikle böyle bir şey yapardım.
Entellektüeli ve farkındalığı yüksek olan insanlar bilgiye para verebilir. Fakat bilgiyi umursamayan insanlar zaten para vermez.
Para olarak illa düşünmeyin burada paranın birçok anlamı var. Parayı zaten zor kazanıyoruz. Ama değer verdiği birine rahatlıkla para verebilecek kişilerden bahsediyorum.
Para bile veriririm! Sadece kaliteni bozmadan yaptığın işe devam et!
Bu ayrım önemli. Bu ayrımdaki insanların bu platformu kullanması demek sadık kitle oluşturmak için güzel bir alan demektir.
Daha basitlemek gerekirse, platform içerisinde “sadık kitle olma potansiyeli olan insanlar” var. Siz zaten kaliteli içerik yaparsanız ve bazı küçük detaylara dikkat ederseniz kitleniz artacaktır.
Benim düzenli içerik ürettiğim Substack hesabım var. Adı
ve 73 kişi var. Ben bir paylaşım yapınca hepsi görüyor! Bu harika bir şey!Misal YouTube kitlesinden bazıları YouTube’u bıraktığını ya da çok boşladığını biliyor musunuz?
Örneğin eskilerin kanalı Burak Oyunda bile YouTube’dan şikayetçiydi. Çünkü insanlara bildirim göndermiyordu. Bu da “ben neden uğraşım ki” düşüncesini pekiştirdi ve şevkini kaybetti.
Subtack’in Geleceği
Substack açıkçası şu an için gayet iyi ilerliyor. Fakat hepimizin bildiği şey bir noktadan sonra kaosun oluşması. Bu doğa kanunudur. Bakınız: Entropi.
Substack’in geleceği için bu güzel ortamı bozmamak için bizler mevcut gücümüzü kullanabiliriz. Eğer kötü kararlar aldıklarında onlara feedbackler gönderebiliriz. Onları etiketleyebiliriz. Çünkü girişimcilik bir şey. Ne için yapıyorlar? Bizim için. Yani bizi dinliyorlar. Bizi umursuyorlar. Biz istemediğimiz şeyleri mantıken yapmayacaklar.
Tabii merak ettiğim konu şu. Eğer mevcut yönetim değişirse bu da değişiklik gösterebilir. Ona rağmen görmezden gelemeyecekleri kitleye ulaşmak Substack kitlesi için harika olabilir.
Substack’in Geleceği İçin Substack’e Öneriler
Gün gelecek ve Substack ekibi bu yazıyı görecektir. Bu kaçınılmazdır. Onlar için buraya mesaj bırakacağım.
Amacım milleti kin ve düşmanlığa sevk etmek değildir. Ben bu platformu seviyorum. Ve bu platform için iyi kararların alınmasından yanayım.
Entropi yüzünden birgün kötü bir kitle gelirse lütfen aşağıdaki konuları ekibinizdeki herkesle konuşmanızı öneririm:
İfade özgürlüğünü ters takla attıran, yasal boşlukları kullanarak cirit atan insanların etkileşimlerini düşürün. Onlar zaten bunları bu yüzden yapıyor. Daha çok etkileşim için.
Şikayetleri göz ardı etmeyin. Çok şikayet gelince özel bir rozet oluşturun. Bu da aforoz etmek gibi olacaktır. Korkunç ve hak hukukun dışında gibi gözükse de Meta bunu mevcutta kullanıyor. Şüpheli hesap gibi. Ama şüphe yerine saygısız hesap demek daha dikkat çekici.
Şikayetlerin manipülasyonunu engelleyin. Her şikayette metin yazma alanı koyun. Ve metinleri analiz edin. Bunun için LLM bile yapılabilir ama ChatGPT’nin moderasyon API’si var. Ücretsizdir! Dibine kadar kullanın!
Bana ulaşırsanız zaten ben dibine kadar size destek atabilirim. Bana da güzel hikaye olur zaten. :)
Sonuç Olarak
Substack, elit bir kitlenin yer aldığı bir platformdur. Elitten kastım düzenli okuyan, farkındalığı yüksek ve dolayısıyla sadık kitle olma potansiyeli yüksek insanlardır.
Diğer platformların dezavantajları burada yoktur.
Yine de Substack’in dezavantajı olarak kitleyi yavaş büyütmek diyebilirim. Fakat onları da çözmenin yollarını biliyorum.